Haber

Romanların asla çözülmeyen 6 kronik sorunu

İstanbul Roman Platformu Genel Koordinatörü ve Sivil Taraflar Derneği Lideri Bahattin Turnali, Romanların eğitim, sağlık, istihdam, barınma, sosyal entegrasyon ve ayrımcılık gibi konulardaki görüşlerinin henüz analiz edilmediğini söyledi.

CHP’den 28. Dönem İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Adayı Bahattin Turnalı da 8 Nisan Dünya Romanlar Günü münasebetiyle şu açıklamayı yaptı ve Romanların 6 temel sorunu olan Romanlara ilişkin şu bilgileri verdi. Avrupa’da bir azınlık değil, Türk milletinin bir parçası olan ve asla çözümlenemeyen:

AYRIMCILIK

Romanları ihtiyatlı bir hoşgörü ve sınırlı bir kabullenme eğilimi vardır. Romanlar müzisyenlik, eğlence ve ucuz işçilik gibi alanlarda kabullenici bir tavırla karşılaşırken; evlilik ve komşuluk gibi uygulamalarda Roman olmayanların barikatıyla karşılaşıyorlar. Çabuk, her romanda bir aşık olma ve tanışamama hikayesi vardır. Hatta bunlar bazen evlilikleri bile bitiren hikayelerdir.

Romanlara yönelik hoşgörülü ve kabullenici tutum, onların sisteme dahil olmalarına, toplumla bütünleşmelerine ve dolayısıyla eşit kurallar altında yaşamalarına yol açmaktadır. Ancak bu “hoşgörü” sözcüğü tehlikeli bir sözcüktür. Özellikle romanın sorununa hoşgörüden çok haklar temelinde bakmak daha doğrudur ve çabayı buna göre inşa etmek gerekir. Ayrımcılık, dışlama, marjinalleştirme gibi mekanizmalar, toplumsal yaşamda marjinal bir konuma itilmelerine neden olur. Bu dışlamayı anayasal hak ve güvencelerle savunmalıyız.

EĞİTİM

Bazı ilköğretim okulları, ‘velilerin, Roman çocuklarına kötü örnek oldukları veya çocuklarına zarar verdikleri için okula gitmelerini istemedikleri’ gerekçesiyle Roman çocukların okula gönderilmemesi konusunda direniyor. Kayıt yaptıran “şanslı” çocuklar her olayda ilk suçlanan ve yargılanmadan idam edilenlerdir ve bazen de okula gelmedikleri takdirde bütün dersleri geçmeleri garanti olanlardır.

Bu süreç her zaman kontrol ve kontrol altında tutulmalı ve okullaşma sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yapılacak politika önerileri ile okul çağındaki nüfusun okullaşma oranlarının artırılması ile başa çıkabilmek için Romanların maruz kaldığı önyargılar, ayrımcılık, şiddet ve sosyal dışlanma. alınmış olmalı.

SAĞLIK

Romanların yarısından fazlasının sosyal güvencesi yok. Romanlarda çocuk ölümü deneyimi yüksektir. Roman kadınlar Roman olmayan kadınlara göre daha erken çocuk sahibi oldular, daha sık doğum yaptılar, daha çok düşük yaptılar ve daha az ve daha geç doğum öncesi bakım aldılar. Öte yandan, Romalı kadınların fiziksel olarak yıpranma ve rahat bir yaşam sürme olasılığı daha düşüktür.

Sağlık sektöründeki özelleştirme nedeniyle, düşük gelirli Roman topluluğu aslında çok düşük kaliteli sağlık hizmetlerinden kısmen yararlanmaktadır. Kronik durumları araştırılmayan Romanlar, günlük tedavilerle teselli buluyor. Sağlık branşındaki randevu sistemi dediklerimizi en gerçekçi şekilde ortaya koyuyor diye düşünüyorum.

İŞ

En önemli sorun işsizlik. Birçoğu sadece Roman oldukları için işe alınmamaktan şikayet ediyor. Romanların eğitim seviyeleri ve okuryazarlık oranları çok düşük olduğundan, işlerinde iyi şanslar olanlar genellikle en vasıfsız ve düşük fiyatlı işlerde çalışıyorlar.

Geleneksel Roman meslekleri kayıt dışı sektörde yürütülmektedir. Öte yandan kayıt dışı istihdam, Romanların ekonomik ve sosyal hayattan izole olmalarına ve içinde yaşadıkları toplumla uyum sorunu yaşamalarına neden olmaktadır.

Romanlar için kayıt dışı istihdamda esnek çalışma saatleri ve patronun emrinde olmama avantaj sağlarken, kayıt dışı istihdamda emeklilik, sigorta ve tazminat gibi temel özlük haklarından yoksunluk dezavantaj oluşturuyor.

Romanlar kamu kurumlarında istihdam edilmemektedir.

BARINAK

Bazı ilçelerde Romanlar, kentsel dönüşüm programları kapsamında yerleştikleri mahallelerin yıkımıyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Romanların yaşam süresinin her geçen gün kısaldığı ve yoksulluğun arttığı görülmektedir. Romanların kovulduğu ve üst gelir grubuna pazarlandığı yaşam alanlarında lüks yapılar inşa ediliyor. Mülkiyet ve tapu sorunları, yerel yönetimlerin çözmek istemedikleri ya da onlara göre analiz önerileri sundukları çok değerli bahisler olup, yaşadıkları yerlerde genetik yetersizlikler ve yasal dayanakların bulunmaması nedeniyle Romanlar mağdur edilmekte ve hakları gasp edilmektedir. yüzyıllar.

SOSYAL BÜTÜNLEŞME

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinde bazı şartlar vardı. Bu kuralların ortasında insan hakları kapsamında dezavantajlı grupların entegrasyon süreçleri ele alınmıştır. Bu dezavantajlı kümeler arasında en değerli ve ilginç olan, Roman topluluğu ile göçebe topluluğun bütünleşmesiydi. Bu nedenle Avrupa Birliği uyum süreci müzakerelerinde Romanların kurallarının ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve asimilasyona uğratılmadan bütünleşmeleri büyük önem taşımaktadır.

Bir grup sivil toplum kuruluşu ve kamu kurumu bu süreci bariz bir düzeye getirmeyi başardı.

Hem bütçe yetersizliği hem de samimi plan ve program eksikliği toplumsal bütünleşme sürecini temelsiz bir yapıya kavuşturmuştur. Aslında Romanların yaşadığı onca zorluk aidiyet ve samimiyet içermediği için siyasi partilerin, yerel yönetimlerin, devlet kurumlarının öne sürdüğü, öne sürdüğü her şey zaman kaybıydı ve halen de var olmaya devam ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu